
Savaş uçakları, genellikle belirli görevleri yerine getirmek üzere tasarlanır ve büyük bütçelerle geliştirilir. Ancak her uçak başarılı olamaz. Tasarım hataları, maliyet sorunları ve teknik eksiklikler nedeniyle bazı modeller büyük başarısızlıklara dönüşmüştür. İşte havacılık tarihinin en kötü beş savaş uçağı.
1. Yakovlev Yak-38

1967’de İngilizler, dikey iniş-kalkış yapabilen Harrier Jump Jet’i geliştirirken, Sovyetler Birliği de benzer bir uçak üretmek istedi. Küçük uçak gemileri geleneksel savaş uçaklarını kullanamadığı için Sovyet Donanması, Yakovlev Tasarım Bürosu’ndan bir VTOL (Dikey Kalkış ve İniş) uçağı üretmesini talep etti. Ancak sonuç, beklentilerin çok altında kaldı.
Harrier’ın aksine, Yak-38’in ön motor nozülleri döndürülemiyordu, bu da uçağın uçuş sırasında gereksiz ağırlık taşımasına neden oldu. Ağırlığı azaltmak için radar sistemi çıkarıldı ve yakıt kapasitesi düşürüldü, bu da menzili ciddi şekilde kısalttı.
Uçakta radar veya top bulunmadığından, sadece dört füze taşıyabiliyordu ve bunların da çoğu zaman arızalanması, savaş kabiliyetini neredeyse sıfıra indirdi. Uçak sürekli bakım gerektiriyor ve hangarlardan çıkmakta zorlanıyordu. Tek olumlu yanı, otomatik fırlatma koltuğunun olmasıydı.
2. Blackburn Firebrand

Blackburn Firebrand, İngiliz Kraliyet Donanması için geliştirilen bir av-bombardıman uçağıydı. 1942’de ilk uçuşunu gerçekleştirdi ancak beklenenden 53 km/s daha yavaş çıktı ve ikinci uçuşunda düştü. Tasarımcılar uçağı geliştirmek için iki yıl boyunca yeni motorlar ve gövde değişiklikleri denedi, ancak bu süreçte savaş sona erdi.
2.520 beygir gücündeki motoruna rağmen, Firebrand yalnızca 340 mil (547 km/s) hıza ulaşabiliyordu. Karşılaştırma yapmak gerekirse, 1.700 beygir gücüne sahip P-51D Mustang, 440 mil (708 km/s) hız yapabiliyordu. Kokpitin yanlış yerleştirilmesi, pilotların kalkış ve iniş sırasında önlerini görememesine neden oldu.
Ünlü test pilotu Eric Brown, kariyeri boyunca 470’den fazla uçak test etmesine rağmen Firebrand’i “uçması en kötü uçak” olarak değerlendirdi. Firebrand hiçbir savaşta kullanılmadı ve jet uçaklarıyla hızlı bir şekilde değiştirildi.
3. MiG-23

MiG-23, ünlü MiG-21’in halefi olarak tasarlandı. MiG-21, küçük, manevra kabiliyeti yüksek ve uygun maliyetli bir savaş uçağıydı. Ancak MiG-23, önceki modelin avantajlarını kaybetti. Daha karmaşık bir mekanik yapıya sahipti, üretimi pahalıydı ve pilotlar tarafından pek sevilmedi.
MiG-23’ün değişken kanat yapısı ve güçlü motoru, onu kağıt üzerinde etkileyici kılıyordu. Ancak pratikte, uçak güvenilmezdi ve ağır bakım gerektiriyordu. Çoğu zaman savaş sırasında MiG-21’e kıyasla daha az etkili oldu.
4. Convair F-102 Delta Dagger

1950’lerde Sovyet bombardıman uçaklarını engellemek için tasarlanan Convair F-102 Delta Dagger, beklentileri karşılamaktan çok uzak kaldı. Motoru ve aerodinamik yapısı nedeniyle süpersonik hıza ulaşması gerekirken, ses duvarını bile aşamıyordu.
Tasarımda yapılan büyük değişikliklere rağmen performansı ancak çok küçük oranlarda artırılabildi. ABD Hava Kuvvetleri, 1957’de sürekli değişikliklerle başa çıkamayarak yeni bir uçak istemeye karar verdi. F-102B olarak adlandırılan geliştirme programı iptal edildi ve yerine tamamen farklı bir uçak olan F-106 geliştirildi. Vietnam Savaşı’nda F-102’ler bombardıman eskortu ve yer saldırı görevlerinde kullanıldı, ancak operasyonel başarıları sınırlıydı.
5. Heinkel He 162

1944’te Nazi Almanyası, savaşın sonuna yaklaşırken uçak, malzeme ve insan gücü açısından ciddi sıkıntılar çekiyordu. Bu yüzden Hitler, Volksjäger (Halk Avcısı) adı verilen bir uçak projesi başlattı. Plan, bu uçakların eğitimsiz halk tarafından ahşap ve tutkalla üretilmesini sağlamaktı. Ancak bu fikir, tahmin edilebileceği gibi büyük bir felakete dönüştü.
Uçak, 1.700 poundluk itme gücüne sahip bir jet motoruna sahipti ancak düşük kaliteli malzeme kullanımı ciddi sorunlara neden oldu. Uçağın gövdesinde kullanılan yapıştırıcılar zamanla tahtayı aşındırıyordu. Ayrıca tasarım ve üretim aşaması o kadar aceleye getirildi ki, ilk prototipler 90 gün içinde tamamlandı.
Test uçuşlarında pilotlar, He 162’nin çevik ve kullanımı kolay olduğunu belirtti. Ancak malzeme kalitesi ve üretim yöntemleri uçağın güvenilirliğini ciddi şekilde düşürdü. Eğer alüminyum gibi daha sağlam malzemelerle üretilseydi, başarılı bir uçak olabilirdi.